Hatay’ın 5 aylık deprem raporu: Su krizi başladı, yaz nasıl geçecek?
Burcu Özkaya Günaydın
HATAY –6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremler, Türkiye tarihinde 20. yüzyılda meydana gelen depremlerden hem kırılma mekanizmasının oluşumu hem de etkilediği alan açısından farklılık gösteriyor.
11 ili etkileyen depremlerde resmi rakamlara göre 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Kayıp kişilerle ilgili resmi bir açıklama yapılmasa da sayı onbinlerle ifade ediliyor. Sarsıntılarda 17.000’den fazla bina yıkıldı. 301 bin bina acil hasarlı, ağır hasarlı veya orta hasarlı olarak açıklandı.
Maraş’ta depremler olalı 5 ay oldu. İlk günlerde gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmaları bir süre sonra yerini enkaz kaldırma çalışmalarına bıraktı. Çadır kurma, su ve yiyecek dağıtma gibi faaliyetler Zelzele illerinde günlük hayatın bir parçası haline geldi. Barınma hala depremzedelerin en büyük sorunu… Bunu, sağlıklı yaşam alanlarının olmaması, temiz suya erişimde güçlük, yardımların azalması, enkaz kaldırmanın yavaş ilerlemesi gibi pek çok sorun takip ediyor.
YARDIM AZALDI, GÖNÜLLÜLER GİDİYOR
Hatay depremin merkez üssü olmasa da en büyük yıkımın yaşandığı şehirlerden biri oldu. 500 bin kişi şehirden göç etmek zorunda kaldı. Hatay’da yaşanabilir bina sayısı oldukça azaldı. İlk günlerde kentte kalanlar defin işleri, iş makinesi bulmak, kayıpların cesetlerini aramak ve barınma sorununu çözmekle meşguldüler. Depremin ilk günlerinde yerel yönetimin etkisiz kalması ve merkezi yönetimin geç müdahale etmesi en çok eleştirilen konular arasında yer aldı. 5 ay oldu ama Hataylıların sorunları çözülmedi. Bölgeye yapılan yardımların azalması ve gönüllülerin kentten çekilmesiyle birlikte depremzedelerin çaresizliği arttı.
Hatay’ın ana arterlerinde hasar gören binaların yıkım çalışmaları devam ederken, ara sokaklardaki çalışmalar şu an ihtiyaç duyulan hıza ulaşamadı. Yeniden yapılanmanın ve normale dönüşün kolay olmayacağını tahmin eden Hataylılar, gelecekten korkuyor. Birçok depremzede, “Kendi evimiz verilir verilmez bir daha ev alamayız” diye düşünüyor.
HATAYLILAR DÖNMEK İSTİYOR AMA ALTYAPI İZİN VERMİYOR
Kış aylarında depremzedelerin çadırlarını su basarken, yaz aylarında ise haşereler ve yüksek sıcaklıklar barınma krizini derinleştirdi. Belediye hizmetlerinin kesintiye uğramasıyla birlikte halk sağlığı konusu yeniden gündeme geldi.
Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında ortaya çıkan asbest sorunu birçok uzmanın ana gündemi oldu. Kentte kontrolsüz yıkım devam ederken, depremzedeler asbestin yol açtığı sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Yetkililerin asbest konusunda önlem almaması birçok depremzede tarafından eleştiriliyor.
Kentte yıkılan binaların yanı sıra binlerce bina da oturulamaz durumda. İktidar bu sorunun tahlili olarak yapılan inşaatlara işaret ediyor ama şehir merkezinde oturanlar şehir dışındaki TOKİ’lerde yaşamak istemiyor.
ŞEHİR NASIL KURULACAK?
Hatay’da depremlerin ardından kurulacak yeni şehrin planlaması kamuoyu ile paylaşılmadı. Belirsizliğin devam ettiği kentte kiralarda önemli artış yaşandı. Deprem öncesi 5 bin TL olan ev kiraları bugünlerde 10 bin TL’ye çıktı.
Şehrin nadide semtlerinden Defne’nin Akdeniz Mahallesi’nde sağlam yapılar var. Eskiden burada yaşayanlar bölgeye geri dönmek istiyor ama altyapı eksikliği ve su sorunu buna izin vermiyor.
GÖNÜLLÜLER ÇEKİLDİ, SU KRİZİ BAŞLADI
Depremin ilk günlerini bugünle karşılaştırdığımızda yardımların gözle görülür şekilde azaldığını söyleyebiliriz. 6 Şubat itibariyle Türkiye’nin birçok yerinden dayanışma ekipleri, STK’lar ve sendikalar bölgeye geldi. Bir süre sonra istekli ekiplerin bir kısmı şehirden çekildi.
Diğer bir sorun da suya erişimdir. Gönüllülerin verdiği içme suyu tükendi. Gönüllülerin getirdiği içme suyunun kentte güvenliğin sağlanamaması sonucu çalındığı iddia edildi.
Kedi ve köpek mamaları tükendi, sokakta yaşayan hayvanlar mama bulamıyor.
Defne Belediye Başkanı su ve mama konusunda bilgi vermediği için eleştiriliyor. Depremzedeler endişeli, “Zaten su sorunu olsa bu yaz ne yapacağız?” düşünüyor.
AFAD, kurduğu çadır kentlere su, gıda ve hijyen yardımı yapıyor. Ancak Defne, Samandağ ve Arsuz’da yaşayan depremzedeler AFAD’ın kurduğu çadır kentlere gitmek istemiyor; park, bahçe ve meskenlerinin önündeki alanlarda çadır ve konteynerler kurarak yaşıyorlar. Resmi olmayan bu çadır alanları, gönüllülerin yardımıyla ayakta kaldı ama son bir aydır haftalık su dağıtımı dahi yapılamıyor. Kentte gıda, su ve hijyen ekipmanlarına erişim zor.
İlde bir diğer ihtiyaç da sağlık hizmetleridir. Şehir dışındaki hastanelere ulaşım zor. Depremzedeler, gönüllü sağlık ekiplerinin sağlık taraması yapmasını talep ediyor.
HATAYLILAR KENTİN KİMLİĞİNİN BOZULMASINI İSTEMİYOR
Hatay’ı diğer deprem bölgelerinden ayıran en değerli özelliği çok kimlikli yapısıdır. Arap, Türk, Kürt ve Ermeni kimlikleri vardır; Kentte Hristiyan, Alevi, Yahudi ve Sünni inançlarından birçok insan bir arada yaşıyordu.
Hatay halkı, deprem sonrası kentin ortak kültürünün bozulmasından endişe duyuyor.
YARIN… Malatya’nın 5 aylık deprem raporu: Hastane bulsanız doktor yok